Kimsin, naptın, bu blog da ne sorularını cevap olması adına yazayım dedim.
Alıntılarla dolu bi blog olduğu, biraz bilmece yarattığım doğrudur. Blogun adının Sırça Fanusu olmasının sebebi Sylvia Plath'tir. Edebiyatın önemli isimlerindendir bu arada. Okumanızı dilerim, ama okumasanız sizin yararınıza. Kedere kapılıp neşenizi kaybetmeyin.
"Sadece içimde susmak istemeyen bir ses olduğu için yazıyorum."
-Sylvia Plath
Ekşide çok tanık olduğunuz, siması yatkın kısa küt saçlı bir hanımım. Tabii izdivaç yapmıyoruz burda, amaç tanıtmak. Burayı hafta sonları gittiğiniz sahaf, seneler sonra yeniden dinlediğiniz şarkı gibi samimi ve dostça görün, biz bizeyiz yahu!
Peki atlantis ne demek?
Tabii ki kulağa hoş geliyor bir hava katıyor, gizeme
bürüyor diye değil. Ailemizin yeni üyesi Seafret yüzünden.
Yeni bi grup 2013'te ortaya çıkmışlar. İki kişiden oluşan bir grup. İngilere çıkışlılar birde. En genel bilgiler bunlardı.
Asıl konumuz çıkardıkları şarkılar.
Tüyleriniz diken diken olabilir şarkılarıyla. Kendinizden geçip, film şeritlerinizi seyir edip haykırasınız gelebilir.
"Mübalağa yapıyorsunuz Atlantis Hanım."
Parçaları kendilerine özgü bunu dinlerken direk fark ediyorsunuz. Benim çok dikkat ettiğim bir konu bu. 'Solist enstrümanlara sesiyle nasıl uyum sağlıyor.' Belki klişeleşmiştir, yinede duygulara ve hislere ithaf etmesi için bir şarkının sadece sözleri güzel olması doğru gelmiyor bana. Şarkıyı alıp evirip çevirip her tarafıyla bakmak gerekir. Buraya da bu tarzları atıyorum...
Elektronik müziğin rövanşta olduğu bir dönemdeyiz. Böyle grupları elde tutmak, kara kaplı defterlerde saklamak gerek. Fazla mı övdüm?
Game of Thrones izleyicileri karşınızda Arya Stark! Bu arada tanıştırayım,
Bu Oceans,
Audio halini koyuyorum fakat klibin Arkadaşım Canavar(Where the Wild Things Are)'a özenilerek hazırlandığı söylentisi var.
Bu da Atlantis,
Sözlerin Çevirisi
Ağaçları terk eden kuşlar, ışık beni daraltıyor.
Tek başına orada uzandığını hissedebiliyorum.
Buraya zor yoldan geldik, değiştirdiğimiz bütün sözcükler.
Durumun kötüye gittiğinden şüphen var mı?
Yüreğimde, aklımda,
Söylediklerimi asla geri alamayacağım.
Çok yüksekte, aşağı düştüğünü hissediyorum.
Dedi ki, yüreğimde ve aklımda,
Bana bunun neden bitmesi gerektiğini söyle.
Benim atlantisim, bizi kurtaramam. Bizler yıkılırız.
Bu şehri dayanıksız toprağa inşa ettik.
Benim atlantisim, bizi kurtaramam,
Bunu yıkmak için inşa ettik.
Şimdi tüm kuşlar terk etti. Yaralanmak beni korkutuyor.
Bildiğim her şeyi kaybettim.
Bütün bunlar bana çok geliyor, belkide aşk için yaratılmadım.
Eğer sana ulaşabileceğimi bilseydim, giderdim.
Yüreğimde ve aklımda,
Söylediklerini geri alamazsın.
Çok yüksekte, aşşağı düştüğünü hissediyorum.
Dedi ki yüreğimde ve kafamda,
Bana bunun neden bitmesi gerektiğini söyle.
Benim atlantisim, bizi kurtaramam. Bizler yıkılırız.
Bu şehri dayanıksız toprağa inşa ettik.
Benim atlantisim, bizi kurtaramam,
Bunu yıkmak için inşa ettik.
Ve inşa ettik, ve inşa ettik.
Ve yıkmak için inşa ettik.
Ve inşa ettik, inşa ettik.
Ve yıkmak için inşa ettik.
Benim atlantisim, bizi kurtaramam. Bizler yıkılırız.
Bu şehri dayanıksız toprağa inşa ettik.
Benim atlantisim, bizi kurtaramam,
Bunu yıkmak için inşa ettik.
Tekrardan selamlar, 2018i bitirmemize aylar kaldı ben bunu yazarken. Kimsenin uğradığı bir yer değil burası ben de adımı yazmaya karar verdim. Ben Açelya, Açelya Bayar. Burası bir hevesle açtığım blogdu. 22 Aralık 2015 yılında başlayan serüvenime tekrardan dönmek gibi bir istek duydum. Dediğim gibi buraya aslında kimsenin baktığı veya gördüğü yok, o yüzden bir önemi de yok. Kendime yatırım yapma amaçlı başlamıştım ve bu yatırıma devam etmek istedim. Günlük hayatımdan kaçmak ve buraya sığınmak istedim. Tekrardan. Günlük tutabilirdim tabii ama bu kadar zevk veremeyeceğini düşündüm. Burası en başında olduğu gibi; kimseyle paylaşamadığım, paylaşamayacağım duygu ve düşüncelerimin sanatla olan ifadesi. Nasılsa günümüzde kimsenin birbirine ayıracak bir şarkılık, bir kitaplık veya bir filimlik vakti yok. Ben de kendimle paylaşıcam burada, geleceğimdeki Açelya bunları izlemişken nasıl hissettiğini hatırlasın diye...