İnsanlık Mutlu Olabilir Mi?
Bu film belki dünyanın olabileceği en güzel halinde, imrenilecek bir gerçeklikte geçiyor. İnsanlar herhangi bir sorunla karşılaşmıyorlar, ekonomik sorunlar yok, hırsızlık veya yolsuzluk yok. 50'li yıllarda Amerikan filmlerinde empoze edilmiş: herkesin mutlu olduğu, mükemmel göründüğü, güzel giyindiği ve dans ettiği, hiçbir sorun yaşanmayan, ırkçıık diye bir şey bulunmayan, liberal ekonomik özgürlükle geçinen bir dünya diyebiliriz. Hepimizin bildiği o klasik Amerikan rüyası.Bu dünyada yaşayan bir vatandaş ise Truman.
Tabii bu rüyanın tek sıkıntısı her şeyin bir bir televizyon şovu olması. Aslında herkes bunun farkında, Truman hariç. Hayatının 30 yılını tamamen bir programın içinde yaşayan Truman bunun hakkında hiçbir şey bilmiyor. Ömrü boyunca seyirciler tarafından izleniyor, kameralarla takip ediliyor. Etrafındaki her şey aslında sahte. Onun adına kurulmuş bir dünya var ve Truman ona sunulan bu gerçeği kabulleniyor. Hepimiz gibi...
Truman bu hikayenin dünyasında ekonomik analamda rahat; evi, işi ve eşi var. Hepimizin istediği, uğruna çalıştığı her şeye sahip ama Truman'a bu yetmiyor, bunları istememeye başlıyor. Aynı Platon'un mağara alegorisinde ki gibi sunulan bu gerçekliği reddedip mağaradan dışarı çıkıyor. Çünkü Truman bu gerçeklikte mutlu değildi ve bunu reddetti.
Peki neden? Neden Truman hepimizin hayalini yaşamasına rağmen tatmin olmuyor ve mutlu değil? İnsanlar neden mutsuz hissederler?

O zaman bu duruma göre insanlar ne kadar mal varlıkları olursa olsun hiçbir zaman mutlu olamayacaklar. Çünkü *spoiler alert* bizler kendi gerçekliklerimizin dışına çıkamıyoruz.
Bu durumda liberal bir ekonomininde insanlık için bir yere kadar faydalı olacağını ve yetersiz kalacağını söyleyebiliriz. Aynı Hegel'in diyalektik yönteminde olduğu gibi. İnsan eline verilen her kavramı 3 aşamalı bir süzgeçten geçiriyor. Tez, Sentez ve Antitez. Bu sayede Sürekli bir değişim yaşıyor. Bu değişimden kurtulamıyor. Çünkü değişim onun tek gerçekliği.
Peki gerçeklikten kurtulabilir miyiz?
Hep rollerimiz var; bize biçilmiş kalıplar, tanımlar ve sıfatlar var... Kimisine göre anne, güzel, öğrenci, işçi; bazısı için adam, genç, zeki olarak niteleniyoruz; tanımadıklarımız içinse sadece bir yabancıyız.
Bize biçilmeyen bir rol olduğunu söyleyebilir miyiz?
Bana kalırsa hepimiz aslında birer Truman'ız.
Peki bizim gerçekliğimizde her şey sahte mi?
Etrafımızda telefonlar, televizyonlar... Sürekli kameralarla Truman gibi izleniyoruz, takip ediliyoruz. Bunu sadece kurum ve kuruluşlar değil iş arkadaşınız, aileniz, takipleştiğiniz herkes yapıyor... Aldıklarımızı, giydiklerimizi, düşündüklerimizi, izlediklerimizi, dinlediklerimizi hepsini popüler kültür belirliyor. Moda olan neyse onu giy, seç, izle ve dinle.
Spotify'lar, youtube'lar...

Kaynakça:
68390451 ~ iste o kavunici balik
Yerli Filozof
Weird Fishes (Live From The Basement) - Radiohead
Koca Bir Saçmalık - Jakuzi
İnsan Mıyım? - Fikret Kızılok