"Ben düşünmekten yoruldum, benim yerime de düşünür müsün? Benim yerime ilgilenir misin insanlarla, yalanla, ihanetle, yalnızlıkla? Geceleri birdenbire bastıran sağanak yağışlı korkuları alır mısın yamacımdan? Gündüz gözüyle sevemiyorum kimseyi. Yüreğimdeki bu düğümü çözebilir misin?"
Jack Kerouac
Yine bir eve dönüş yolunda düşünmekle bir yere varmadığım için bu sefer yazma kararı aldım.
Gitgide yalnızlığa alışıyorum.
Hayır, daha doğrusu buna alışmışım. İnsanlar etrafımdayken eskiden olduğu gibi eğlenmiyorum. Daha çok yalnız hissediyorum. Hep böyle hissettiğimi düşünmüştüm ama öyle değilmiş. Her eve dönüş yolunda içimde biriken o kalabalıktaki yalnızlığım patlak veriyor. Yalnız olmak ve kalabalığın içindeki yalnızlık birbirinden çok farklı.
İnsanları izliyorum, kendimce değerlendirmeler yapıyorum. İşin içinden çıkılmıyor. Kimseyi beğenemiyorum, çünkü kimse bana benim davrandığım gibi davranmıyor.
Bazen çok ilgi istiyorum, kabuğuma çekiliyorum. Gitgide yalnızlaşıyorum. Konuşmak istemiyorum, bir şey söylemek istemiyorum. Kimsenin yanına gitmek istemiyorum. Kendimle kalmak istiyorum.
Patlaklar veriyorum, düşünmekten boğuluyorum.
Sürekli geçmişi, yaşadıklarımı sorguluyorum. Bu niye böyle oldu, o bana niye böyle davrandı, ben ne yaptım...
Aynı zamanda da birini arıyorum. Konuşabileceğim. Her şey hakkında. Evren, sonsuzluk, Radiohead, o güzel kitaplar, filmler, Diyojen, gezmek... Konuşamıyorum. Kimseye kendimi anlatmak istemiyorum.
Birini bulduğumu sanıyorum ve yine hayal kırıklığına uğruyorum.
Bazende konuşmak istemiyorum işte. Her şeyin bir sonu varsa, neden başlamak isteyeyim ki?
Göremediğim değeri arıyorum, göremeyeceğimi bile bile. Kimse bana kendim gibi, benim davrandığım gibi davranamayacak, bende kimseyi dünyama sokmak istemiyorum.
İnsanlara ördüğüm duvarlar yüzünden ışık göremiyorum, nefes alamıyorum. Ama başka bir şey de elimden gelmiyor. Yapamıyorum. Aynı şeyleri
tekrar yaşamak istemiyorum. Kimseye bağlanmak istemiyorum. Geçmişimde takılı kalıcağım anılar yaşamak istemiyorum.
tekrar yaşamak istemiyorum. Kimseye bağlanmak istemiyorum. Geçmişimde takılı kalıcağım anılar yaşamak istemiyorum.
Hayatımdan geçip giden insanlara bakıyorum, fotoğraf karelerindeki gülümseyen yüzlerine; onlar da yalnızlar. Çünkü beni böyle üzenler, nasıl böyle mutlu görünebilirler ki? Belkide buna inanmak istiyorum. Bilemiyorum.
Sürekli kendi kendime bunları düşünüyorum ve eve varıyorum. Aynı döngüyü günlerce sürdürüyorum. Ve yavaş yavaş daha çok boğuluyor, yok oluyorum.
How To Disappear Completely