12 Aralık 2018 Çarşamba

Bizim Küçük Yalnızlığımız


Onunla konuşmaya çalışıyorum ama nafile, benimle konuşmuyor. Yanına gidiyorum, tekrar gidiyorum. Olmuyor. Kendimi iğrenç hissediyorum. Sanki yine çocukluğumdaymışım ve arkadaşlarım tarafından dışlanıyormuşum gibi, geçmişte beni önemsememiş o insanların yanına tekrar gitmişim ve konuşmaya çalışmışım gibi hissediyorum. Bana onların yaptığını yapıyor, daha kötüsünü ve ben yine de yanına gidiyorum. Konuşmaya çalışıyorum. Konuşmuyor, yapamıyorum. Kendimi küçük düşürdüğümü anlayıp gidiyorum yanından.
Yürüyorum, yürüyorum. Yürüyorum. Yine yürüyorum.

Binalar, insanlar, kediler, asfalttaki su birikintileri, yağmurluklardan damlayan taneler, düz yol, taşlı yol..
Sonunda kordondayım.
Aptal gibi hissediyorum, küçük düşürdüm kendimi. Beni görmezden geliyor, bunu yapmasına izin veremem. Diğerlerinden ne farkı var ki o zaman? Ne farkı kalır?
Acaba hata bende mi?
Yoksa ben mi izin verdim yeniden buna?
Bana birinin böyle davranmasına. Yeniden.
Niye anlatamıyorum güvenmenin benim için zorluğunu? Niye beni anlamıyor?
Onlara da güvendim.
Olmuyor işte. Herkes gidiyor. Sonunda ben yalnız kalıyorum.
Belki güvenmek istemiyorum. Belki de güveniyor ama bunu kabul etmek istemiyorum.
İnsanların bana istediği gibi davranmasına belki ben buna mahkumum.
Acaba anneannem beni görüyor mudur? Ne düşünüyordur? Çok yalnız hissediyorum bazen. Bunu o da görüyor mudur?
İnsanlar beni kırdıkça onları hayatımdan çıkardım, şimdi etrafımda kimse kalmadı. Neden en başından beni kıranları etrafıma yerleştirmişim ben?
Yine çok soru soruyorum.
Kuşlar çok güzel uçuyorlar. Çizdiklerim gibiler. Kanatlarını çırpmadan süzülürken onları izlemeyi çok seviyorum. Özgürler.
Ben özgür müyüm?
Düşüncelerimle kendimi boğarken mi?
Sanmıyorum.
Neden böyle oldum? Hatta, neden böyleydim? Olmayı istediğim o kız oldum. Bu güzel bir his. Eksi yanları da var ve ben kendimi yaşlı hissediyorum.
Şarkı çok güzel. Şarkılar çok güzel. Özlemişim böyle hissetmeyi. Şu grup çok güzel ve bu şarkı. Ne kadardır buradayım ben? Bu şarkıyı dinlemeden gün bitmemeli. Bu söz tam bize uyuyor. Sözlerini atsam bakar mı?
Bakmaz.
Neden bu şarkılarda hissettiğimi, hissetmiyor? Bana gerçekten vakit ayırıyor mu? Ayırıyorsa, neden şarkılarıma ayırmıyor? Ben mi abartıyorum acaba, bilmiyorum ki.
Şuan napıyodur? Yanımda olması gerekmez mi? Neden konuşmadı? Buna kızdıysa neden anlamıyor ki, zaten kimsem kalmadı. Tek tük arkadaşım var. Buna bu kadar kızmamıştır. Beni niye kıskansın ki? Acaba kıskandı mı? Benim hissettiğim kıskançlık gibi hissetmemiştir. Niye böyle yapıyorum? Neden böyle düşünüyorum?
Sonunda neden hep ben yalnızım?
Ben mi yapıyorum bunu?
Yine kokusu geldi.
Hava çok güzel; bulutlar, yağacak yağmurun verdiği his. Fotoğrafını çekmeliyim.
Dur, anı yaşa.
Bir uçak geliyor.
Uçaktayken İzmir ne güzel görünüyordu, keşke tekrar binsem. Acaba inişe mi geçecek? İşte, gidiyor.

...Biri omzuma dokunuyor ve kulaklığımı çıkarıyorum. Bir kız ve bir çocuk. Fotoğraflarını çekmemi isteyecekler herhalde, gülümsüyorum.
"Pardon rahatsız ediyorum, çok güzel görünüyordunuz ve doğal bir poz vermiştiniz ben de fotoğrafınızı çekmek istedim. İsterseniz size bu fotoğrafı gönderebilirim" diyor kız. Heycanlanıyor, gülümsüyor, teşekkürler ediyor ve fotoğrafı göndermesi için gereken bilgileri veriyorum.


İşte böyle küçük şeyler. Bunlar. Bu sayede yaşıyorum, bunlarla.